OSMANLI'DA MEDENİYET VE KOKU İLMİ

Nilhan Osmanoğlu 26 Ağustos 2019, Pazartesi

Osmanlı medeniyetinde kokuya ayrı bir önem arz edilmiştir. Bunun elbette ki birçok sebebi bulunmaktadır. Peygamber Efendimizin ten kokusunun gül kokusu olduğuna inanılması güle olan muhabbeti yanında getirmiştir. Güzel kokmanın sünnet olması ve peygamber efendimizin yanında ‘sukke’ ismini verdiği koku şişesini bulundurması ve bunun gibi bir çok sebepten bu güzel medeniyetin ruhunu beslemesinde kılavuz olmuştur. Bizler kokunun dahi bize avrupadan geldiğini bilmekteyiz aslında medeniyeti kültürü onlardan öğrendiğime inandığımız gibi. Oysa Fransızlar kokuyu pis kokuların üstünü örtmek için bir çözüm niteliğinde bulmuşlardır. Osmanlı medeniyetinde durum bambaşkadır... Güzel kokmanın yanı sıra kokuyu devlet politikasının da bir parçası haline getirdiklerini arşiv belgelerinde yaptığımız araştırmalardan görmekteyiz. Osmanlı teşrifata bugünün dili ile protokole azami derecede önem vermiştir. Kendi içerisinde uygulanan teşrifat kuralları dışında özellikle gelen yabancı misafirlere uygulanan kurallar Osmanlı’yı büyük bir medeniyet yoluna sokan sebeplerden bir tanesidir. Aslına bakarsanız kokuların insan psikolojilerine etkilerini bilerek algı yönetimini ele almışlardı diyebiliriz.

Örneğin; Yabancı elçilerin padişahın huzuruna çıkarılıp çıkarılmayacağını bilmeyerek bazen aylar süren beklemeleri sonucunda (bu bahsettiğim mevzu tamamen algıyı yönetmektir ve ilerleyen yazılarımda bu görüşme sırasında uygulanan protokol kaidelerini de konu alan bir yazı yazacağım)huzura kabul edilmeden önce elçilerin ellerine gül suyu serpilmesi, elçi sözle değil sadece gelen gül suyu ile o gün padişahın huzuruna kabul olunacağı mesajını alırdı. Medeniyet ayrıntılarda gizli değil mi?
Blog

Aynı örneği, Padişahın Vezir-i azam ve dahi Sadrazamların Divan-i Hümayun’a çıkmadan önce sürdükleri odu amber içinde verebiliriz. Tabi ki koku sadece saray efradı tarafından değil, halk arasında ise bazı örf ve adetleri süsledi. Osmanlıda kız görmeğe gittiğinizde yanınızda zambak kokusu götürürsünüz. Evlenecek kızların çeyiz sandıklarında karanfil, gül yasemen, ıtı vb gibi kokular konulur. Gelin hamamında evlilik çağına gelmiş kızlar erguvan sürerken gelin olan kişi vücudu gül gibi yağlar ile ovulur saçlarına ve ellerine dahi mis kokular sürülürdü. Sizlere güzel bir müjde vereyim; Yakında kokular ile ilgili kitabımda bu bilgilerin hepsine yer vereceğim aynı zamanda dönemlerinin Buhurcinileri’nin ve Itriyatçıları’nın da kayıt altına alınan bazı terkiplerini de bu kitapta sizlerle paylaşacağım. Baki selam ve hakiki muhabbet ile kalın... Buhurcin-i: ‘Cemaat-i buhurciyan-ı hassa’ şeklinde maaş defterlerine kaydedilen bölüğe bağlı zanaatçılar sarayda kullanılmak üzere çeşitli tekniklerle hazırlanan ve dumanı hoş koku veren bitkisel karışımları üretmekteydiler. Itriyatçılar: koku tertiplerini (formül) düzenli olarak kayıt altına alan sorumlu kişilerdir.